Fransa ve İtalya, Libya'da devam eden çatışmalarda "en çok kaybedecek yabancılar" ve bu nedenle farklılıklarını bir kenara bırakmalı ve Kuzey Afrika ülkesindeki çatışmaya barışçıl bir çözüm için ortaklaşa çaba harcamalılar.
"Bloomberg", yönetim tarafından imzalanan bir başyazıda bunu belirtiyor ve Donald Trump'ın ABD'sinin, Libya'da konuşlandırılmış küçük terörle mücadele birliğini geri çekerek, Libya'dan ayrıldığının sinyalini nasıl etkili bir şekilde verdiğini vurguluyor. Başyazı, Trablus'un General Halife Haftar güçleri tarafından fethinin, "Birleşmiş Milletler'in bu petrol zengini ülkeyi istikrara kavuşturma çabalarını boşa çıkarma riski taşıdığı" konusunda uyarıyor. "Bloomberg"in anımsattığı üzere Fransa ve İtalya iki karşıt cephede yer alıyor: Roma, aynı zamanda BM'nin de desteğine sahip olan Fayez al Sarraj'ın ulusal mutabakat hükümetini destekliyor; Ancak Paris uzun süredir Haftar'ı destekliyor.
İtalya, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne, aynı zamanda ülkenin kıyılarından Yarımada'ya doğru yönelen göç akımlarını da kontrol altına almak için büyük yatırımlar yaptı. Ancak Paris, Kuzey Afrika ülkesindeki çıkarlarını istikrara kavuşturacak ve destekleyecek bir güç olarak Haftar'a odaklandı. Bloomberg'e göre iki Avrupa ülkesi farklılıklarını bir kenara bırakıp, Cyrenaica diktatörünün askeri saldırısını durdurmak için ortak baskı uygulamalı. Ancak Roma ile Paris arasındaki siyasi ve diplomatik ilişkiler, özellikle İtalya'da popülist partilerin iktidara gelmesinden sonra kötüleşti. "Bloomberg" her şeyden önce, Hafter'in saldırısına kararlı bir şekilde mesafe koyması, "ayrı ayrı barışa aracılık etme çabalarını durdurması ve bunun yerine İtalya ile birlikte BM sürecini desteklemesi" gereken Paris'i hedef alıyor. "Bloomberg"in sonucuna göre Hafter gerçekten Libya'nın kontrolünü istiyorsa, bunu "kendisine ve generallerine karşı yaptırımlar uygulama ve olası hükümetinin tanınmasını reddetme" pahasına bile demokratik yöntemlerle başarmak zorunda kalacak.
Kaynak Nova Ajansı